Tuesday, June 8, 2010

Cüppenin etkisi, ters etkisi, kral etkisi

Cüppenin, üniformanın büyük etkisi var insan üzerinde. Hakim cüppesi, avukat cüppesi, doktor önlüğü hep bir etki bırakan hadiseler. Giyenler de sanki dünyanın merkezindeymişcesine o kadar benimsiyorlar ki o cüppeyi o önlüğü al alabilirsen elinden o gücü.


Dün geceki tören hayatıma dair bana bir kez daha yaptığım seçimin ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Belki hayal kırıklıkları oldu, belki de "aaa o kadar okudu yurtdışında iyi okullara gitti ee bu mudur?" düşünceleri olmuştur eşte dostta ama bende olmamıştı. Hele dün geceki büyük büyük akademik törende cüppeleri içerisindeki doçentleri görünce midem bir kez daha bulandı. Aman Allahım nasıl bir güç gösterisi o öyle? Peki anladık doktora tezi yazmak zor bir iş ama yani yeter ama. O cüppeyi giyince birden kendilerini her şeyi bilen, herkesin kendileri önünde eğilmesi gereken yüce varlıklar haline dönüşen manasız akademisyen varoşluğu gösterenleri görmek o kadar sıkıcıydı ki...Evet bir kez daha benim için aydınlatıcı oldu, yapmış olduğum tercihin doğruluğunu görmek. Belki her şey benim için daha kolay olurdu, belki bu aile bu geniş çevre ile önümde açılan kapılar çok daha fazla olurdu ama her tarafın hazmetmemiş görgüsüz akademisyenle çevrili olduğu bir dünya zaten gitgide varoşlaşan bir dünyada bana daha ağır gelebilirdi. Demek ki kendim için doğru karar vermişim. Fakat asıl bomba şu ki bir süredir tez yazmak, aklımda olan birkaç konu üzerinde araştırma yapmak istiyorum ve ne yazık ki bunun için yüksek lisans vs gibi şeyler yapmak gerekiyor ve bunun için de sınava girmek gerekiyor. Galiba entellektüel konularda kendi gündeliğimde, etrafımda, çevremde sıkışmışlık hissediyorum ki üşenmeyip deliler gibi eğlenip doğum günü günüm olan sabahın 6sında girdiğim bir pazar günü 8'de uyanıp hiç çalışmadığım sınava girmiş bir de üstüne üstlük geçmişim. Yani tezimi yazabileceğim saha çalışmamı yapabileceğim. Eğer başvuruları vs yapmaya üşenmezsem. Amaç asla doktora değil, sadece tez yazmak ve saha çalışması yapmak istiyorum. Budur. Kıçımla güldüğüm ise cüppeleri içerisindeki doçentler. Off. O kadar ama o kadar sıkıcılar ki.

P.S. peki peki peki tamam itiraf ediyorum ales'e hiç çalışmadım değil. hem nazik hem güzel hem çekici hem de harikulade sesi olan a. a.k.a. tarık'tan yardım istedim, sıfır matematik yapan bir insan olarak "elimden tutar mısın" dedim. kırmadı, benim ona verdiğim bir testi o çözdü (o kadar iyi bir insan) ben ise elimi kolumu sallayarak gittim buluşmaya kahvemi yudumlayarak "ya bakarım ben bunlara akşam" dedim ama kendisinin çok eğlendiğini söyleyerek çözdüğü sorulara "ya canım ya nasıl da hepsini çözmüş üşenmemiş" diye düşünerek baktım, "bakarım ya ben bunlara akşam ya da sınav sabahı" dedim, zaten günlerden perşembeydi, cuma aksamı bakmak istedim bakamadım; "cumartesi gündüz bir göz gezdiririm" dedim olmadı akşam zaten eğlence, doğum günü kutlaması filan kapıdan çıkarken "belki erken gelir de sabah erken uyanıp bakarım" dedim yine olmadı, eve geldikten 2 saat sonra uyanıp sınava gittim falan filan. evet itiraf ediyorum, ,işte o buluştuğumuz 1 saat çalıştım.

No comments: