Thursday, January 14, 2010

Hediye

Hediye herkes için önemli midir yoksa hiç mi önemli değildir bilmiyorum ama ben "aaa yok canım hiç önemli değil" diyerek yalan söyleyecek değilim çünkü önem verdiğimi biliyorum. Ve elbette yine hırtlık göstererek bu önemi de à la anotherstar olarak yaşıyorum yani benim hediye mevzusunda gösterdiğim hissiyat herkesinkinden biraz daha farklı. Öyle herkesten hediye beklentim, hediyelere boğulayım gibi arzularım yok mesela veya illa çok pahalı çok büyük bir şeye yahut illa hediyenin bir "madde" olmasına da gerek yok. Daha geçenlerde Pır 'ın verdiği yılbaşı hediyesi ile beraber yazdığı kart kaybolduğunda çok üzülmüştüm. Neticede kart, mektup ya da özenle yapılmış bir şey madde halindeki bi hediyeden çok daha hediye benim için. Düşünülmüş, üretilmiş, özen gösterilmiş, kıymet edilmiş olan benim için en güzel hediyedir.

Misal dün. Effortless kool halime bir de rahatlama hali gelince sürünerek attım kendimi eve. Ama güzel bir hediyenin sonrasındaki bir sürünme ile. Ona da dedim "hamam, sıcak su, buğu filan beni aşar, bayılırım mayılırım hiç gerek yok şimdi les Ottomans'da böyle bir hadise yaşamamıza" ve hamamı değiştirdik. Yılbaşı hediyemdi; aynen doğum günü hediyem gibi beni düşünerek karar verilmiş, özenle seçilmişti. Mektupsuz ve notsuzdu ama düşünülmüş, "tam anotherstar'lık bir şey bu" diye seçilmişti. Seviyorum beni düşünerek hediye verenleri. canımsın. Elbette B.'nin inci gibi elyazısı ile yazdığı mektuplarını, M.'nin bir anda önüme çıkardığı Run DMC tişörtünü geçmeden.

No comments: