Tuesday, December 29, 2009

Ne lakabinin adamı, ne kalıbının lakabı



Biliniyor ki türk kanallarındaki dizi furyasını takip etmiyorum yani Behlül'e hayranlık Bihter'e kıskançlık duymuyor, Nejat İşler içime işler diye televizyona yapışmıyorum, filan filan. Tabii Ezel dizisi de var unutulmaması gereken; türk insanına özlü sözlerin önemini, büyük adamlara aşkların acısını hatırlatanların dizisi. Yakalasam seyredeceğim sosyolog olarak tahlil edeceğim ama bir türlü denk gelemiyorum diye üzülürken dün gece denk geldim ve dayanabildiğim kadarına baktım. Cansu Dere'nin yerlerde sürünen oyunculuğunu, Ezel'in nedense bana hiç hitap etmeyen (ki kıro beğenileri olan biri olarak kendisini beğenmem gerekir) hareketleri, sürekli ağlak hasta platonik aşık bir kız, yakutlar hediye eden ve metresiyle çok kötü öpüşen (muhtemelen de çok kötü sevişen) zamanında en yakın arkadaşlarını satmış bir koca filan derken dizinin bence en harikulade ve kool şahsiyeti (bir de dayı varmış ama onu baktığım aralarda göremedim) Kerpeten Ali. Çirkin desen bence değil. Evet, Behlül değil, Ezel değil ama garip bir çekiciliği var. Ayrıca hisli de. Seviyor o kızı, şu sürekli bayılan gerzek şekilde esas oğlana aşık olanı. Her şeyini ezberlemiş-ki zaten o sahnede yakaladım diziyi-. Gerisini feci sıkıcı olduğu hele hele Cansu Dere'nin sürekli gözlerini devirerek sinirli kadın triplerinde dolaştığı halleri zaten geçiyorum. Olay Kerpeten'dir. Evinin içindeki havuzu, vazgeçemediği kerpeteni, aşk ile seven hissiyatı, gözyaşının süzülen hali ile...Ne demişler; kerpeteni çocuktan alabilirsin ama çocuğu kerpetenden kopartamazsın. Ali ismi de şahane bence. En sevdiğim erkek ismidir Ali.
Bu arada pardon, çok saydırmıştım diziye daha önce ama türk toplumunun erkeklerine-özellikle de genç olanlarına- ağlamanın kötü bir şey olmadığını öğretiyormuş. Ee kolay mı? Mafya babası Kerpeten Ali ağladı, bir başka sert adam Ezel ağladı, her şey halloldu. Tabii ki de biz kızlar mutluyuz bu kadar duygusal erkeklere sahip olduğumuz için. Neymiş? Ağlayan erkek her şeyden kıymetliymiş... kimileri için belki, kimileri için ilk seferinde yoksa herkes ağlıyor işte bir şekilde bir yerlerde. Oysa kalıbı gibi olsa, ya da lakabını taşıyabilse sorun olmayacak, en azından kendi gibi olur. Biz ne lakabının adamı, ne kalıbının lakabı ile yaşayanlar gördük, normal erkeklerden farklı değiller.

No comments: