Biri amerikalı diğeri belçikalı (je crois) iki ünlü manken. Soldaki Erin Wasson tamam iyi hoş tarz sahibi mankenlerden ama bu ne ya? Yani farklı olacağım diye de bu kadar paçoz olunmaz ki. Artık dansözler hariç kim göbeği açık tişört giyip çıkıyor sokaklara? Ha pardon bir de 80lerin sonu 90ların başı yayınlanan kült amerikan dizilerinin olayıdır göbeği açıkta bırakan tişörtlü kızlar. Misal Melrose Place (yeniden gösteriyorlarmış tesadüfen görünce pek bir heyecanlandım). Tamam anladık kendisi manken taş ama bu kıyafetle sokağa çıkarken kimse mi görmüyor, yok mu arkadaşı filan bunu engelleyecek? Belçıkalı olan ise Midwest'te yaşayıp genelev işletmecisi görüntüsü veren manken arkadaşının yanında her yılbaşında L.V. Beethoven'in 9. senfonisini çalan Avusturya Kraliyet Orkestrası'nın mutaassıp koro şarkıcısı görüntüsündeki Anouk bir şey.İkisinden de tarz diye bahsedeni döverim şurada.
Yine manken ve Jacquetta Wheeler. Soldaki. Uzunluğu inceliği dışında normal bir insan işte. En azından burada. Kötü resmen. Hatta kötü başka bir şey, daha vahim sıradan. İyi olayım kötü olayım dert değil ama sıradan olmayayım lütfen.İşte smokin ceket ve altına giydiği elbise. Hmm elbise demek için biraz zorlanıyor insan ama orası Londra kendisi manken ayrıca taş. Tabii yanındaki ucube de sevgilisi. Nedense kendisinin çirkinden de öte freak tiplileri beğenme eğilimi var. C'est chic, freak out. Ha, diğer yaratığa yorum bile yapmıyorm sadece London by night budur diyorum.
Çıkıp gitmek istiyorum. Yüreğimi yerinde tutamıyorum. Bence de bu durum biraz freak ama whatever...
No comments:
Post a Comment