Çok zor bir iş. Özellikle de çocuğu olmayanlar için. İnsanın ancak kendi çocukları veya çok sevdiği çocuklarla yaptığında "zorluğun" hissedilmeyeceği bir durum. Her şeyin mükemmel hazırlandığı bir masa, porselen takımlar, her içeceğe uygun bardaklar vs hiçbir şekilde bir anlam ifade etmeyebilir çocuklu ortamlarda. Çocuk olunca masada hele de küçük iki küçük kardeşten bahsediliyorsa her şey olabilir; tabaklar kırılabilir, içecekler dökülebilir, ağlama krizleri yaşanabilir. Ha bir de en muhteşemi masadan kalkıldığında sandalyelerinin altı tamamen ekmek, poğaça kırıntıları ile olması.
7:30'da uyanılıp çocuk tayfasının midesine sucuk, salam gibi kimyasal işlemden geçmiş bir şey girmemesi için hazırlanan organik bir kahvaltı masası, kahve & çay, bağıran ve elleriyle konuşan çocuklar, beş büyük, iki çocuk, çok sevilen ve şımarık olmayan, tutturmayan, mızmızlanmayan, konuşulabilen iki çocuk, sevilen iki çocuk, abla demeyen iki çocuk... Çok zor ve çok gürültülü iş çocuklu kahvaltı. Ya insanın kendininkileriyle ya da ancak çok sevdikleriyle yapınca bir nebze olsun zor gelmeyecek hatta keyifli bir hale dönüşebilecek bir durum. Diğer "el" durumlar bence feci itici ve zul.
Erken hazırlık, kahvaltı, heyecan, eğlence, mutluluk, sonrasında temizlik derken çocuklu 3 saatten sonra çok yoruldum bu sabah.
anotherstar, ipod'umu dinlemek ister misin? ekmeğimi kızartabilir misin? yanına oturabilir miyim? beni sen giydirir misin?
No comments:
Post a Comment