* Konser öncesi Hafriyat "alternatif seçim afişleri" sergisi açılışı, afişleri beğenme, buzdolabının üzerine koymak için güzel bir oy pusulası alma ve yine aynı çağdaş sanat insanlarını görme hali, hatta uzaklaşma hali;
* Konser için F.A. ile buluşma, Spike Lee 'den ve filmlerinin müziklerinden (terence blanchard) bir kez daha etkilenme ve yine F.A.'nın bu konserde günlerdir süregelen melankolik ruh halinin gittiğini umma, "kızım ama sen de inatçısın" lafını duyma;
* Depremden sonraki en çok korkulunan olan yangının sokağın başında çıktığını taksiyle dönerken farketme ve "acaba yine bizim apartmanda mı" diye sorgulama, çıkan islerden-uzak bile olsa- rahatsız olma;
ve ve ve daha belki birçok şey, belki de hiçbir şey ama belki yarın ...
* Konser için F.A. ile buluşma, Spike Lee 'den ve filmlerinin müziklerinden (terence blanchard) bir kez daha etkilenme ve yine F.A.'nın bu konserde günlerdir süregelen melankolik ruh halinin gittiğini umma, "kızım ama sen de inatçısın" lafını duyma;
* Depremden sonraki en çok korkulunan olan yangının sokağın başında çıktığını taksiyle dönerken farketme ve "acaba yine bizim apartmanda mı" diye sorgulama, çıkan islerden-uzak bile olsa- rahatsız olma;
ve ve ve daha belki birçok şey, belki de hiçbir şey ama belki yarın ...
P.S. Karşı cinste sakal beğeniyorum (dün sekvotka'da sakalı görünce ona da söyledim, "kızlar pervane olur etrafında, yanımda durma yanlış anlarlar" dedim) . Galiba buradan yazmamıştım ama söyledim birilerine diye hatırlıyorum. Herkeste değil elbette ama bu beğenimin garip bir tarifi var kafamda (çoğu şeyde olduğu gibi. nedense hemen her şeyin bende garip bir tarifi var, sanki her şey "öyle ama tam öyle değil, bir de şu var, bu var). Kısaca, kendi ifade edemediğim bir beğeni çerçevesinde, çok beğeniyorum. Tabii bu tip Kaba Sakal olmasın mümkünse.
No comments:
Post a Comment