Friday, July 6, 2007
Muddy Waters-muddy city, muddy street, muddy soul
Evet hava gerçekten güzel... Güzel bir sabah bu sabah.Daha yağmur yok ama gökyüzü gri, çok kapalı değil ama kapalı. Nedense seviyorum (yeter ki ıslanmayayım). Bu havada dinlenecek tek müzik caz ve blues'dur. Hasta olmasam müziğimi dinleyip viski içeceğim (hatta viski sever olarak M.'yi çağıracağım) ama ...
P.S. Her şey muddy/çamurlu olabilir, hatta çamur banyosu bile yapılabilir. Yeter ki ruhlar, hissiyatlar çamur gibi olmasın. Yoksa ne ki, çamur denilen şey suyun altında akar gider, hatta cildi yumuşacık da yapıverir.
P.S.(2) Neyin kokusunu hissediyorum, hangi duyguyu bana çağrıştırıyor diye düşünüyordum, ki hatırladım... A'dam. Yazın A'dam'da hava böyle olur. Güzeldir. Sabah çıkarsın tramvaya binersin (eğer gerçek bir A'damlı isen mutlaka bir gün boyunca biletini hiç basmadan gezmelisin), şehrin şehir olan yerlerinde, turistlerden uzakta dolaşırsın, kitapçılara müzik dükkanlarına girersin saatler geçer zaten, öğlen, görmene hiç gerek olmayan ama gördüğünde kaldığın yerden devam eden arkadaşlarınla yemeğe gidersin, yemekten sonra onun bisikletinin arkasına atlayıp ya ona gidersin ya da eve dönersin, yolda ondan bisikleti alırsın ama şehirde kullanmayı bilmediğin için türlü şaklabanlıklar ortaya çıkar hatta beraber düşersiniz, gülmekten yerden kalkamazsınız, yine yolda " patat yiyeceğim ben hem de mayonezli" diye tutturup zorla büfemsi dükkanlara istikameti çevirir, gitmişken bir de croquette alırsın ve devam eder gün/gece... Çok güzeldir A'dam (otu, boku, stringi ayrı, onlar başka alem. itirazım yok ama benim asıl sevdiğim yaşantısı, kokusu, insanları). Farkettim çok özlemişim.
Labels:
Friendship,
Holiday,
le matin,
Music
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment