Monday, April 21, 2014

P.S. # 2

korkunç ivan misali korkunç kurt adam temalı tutulma-eclipse günleri, gerçekten içimizden birilerinin beklenmedik şekilde kurt adamlaşmaları, sudan sebeplerle olmayan mevzularda edilen kavgalar, çıkartılan hırıltılar, kanlı dolunay filan derken sarhoş gibi bilinçsiz hareketler, kendinde olmayan davranışlar, araya sıkışan beklenmedik cenazeler, radyo günleri, inanılmaz yorucu geçen 3 eğitim günü, coğrafya günleri, ağlayan kadın günleri, sitemkar kadın günleri, bitmeyen taleplerle gelen kadın günleri yaşanırken müthiş eğlenceli niyeti ve bir pazar sabahında kendisi için fantastik bir hareket ile "en kötüsü bir çay içerdim" harikuladeliği ile mutlu eden # 8, insanlardan ve tahammül edilmez bencilliklerinden iyice sıkıldığım günlerde nefes aldıran gündelik mutluluklar vs derken p.s. günleri, pms günleri ...

p.s. küçük dünyaların insanları olarak hala buralarda "twitter'ı dize getirdik" gibi dünyanın en embesil en zeka özürlü laflarını edebiliyor, buna da inanılmasını bekliyoruz. hala. acıklı tabii düşülen durum. insan "zavallı" demeden edemiyor. ne de kötü bir şeydir birine birilerine acımak da bunu edene ne denir ki?

p.s. (2) twitter gibi dünya devlerini dize getiren bir coğrafyanın sıradan ama gururlu mensubu olarak rüşvetin cari açığı nasıl kapattığını da merak etmiyor değilim hani. gerçekten nasıl oluyor cari açığı kapatmak? o zaman hepimiz ödediğimiz kdv ile, stopaj ile, kredi kartlarından alınan komisyonlarla, trafik cezalarıyla, içtiğimiz içkinin vergisi ile yanında gelen hesabın gittiği kasanın ödediği vergi ile cari açığı kapatıyoruz. ben buradan bunu anlıyorum. gerçekten de kahraman olmak müthiş bir şeymiş. artık budur mottom: "cari açığı kapatıyorum ben" 

p.s. (3) yıllardır değişmeyen en büyük teknolojik hatam; hala yanlış insanlara yanlış mesajlar, e-mailler atmak...yok bitmiyor. özellikle de aynı ismi taşıyanlara gönderdiğim fantastik ötesi yanlış mesajlar herhalde bir gün sonumu getirecek. ama olsun "cari açığı kapatıyorum ben"... 

ne gülüyorum ağlanacak hallere ya neyse...
 

No comments: