Dert olan görüşüp görüşmemek değil. Zaten hayatın kendi akışında işin içine beklenmedik çirkinlikler, saçmalıklar girdiyse zaten yolun gidişatı kendiliğinden çiziliyor ve kendi çizdiği yol aslında en doğrusu oluyor. O yüzden hem orada değilim hem de bu halden oldukça memnunum. Ama kimi zaman "keşke" dediğim zamanlar olmuyor değil. Özellikle de bazı "mal insan" durumlarını, fantastik komiklikleri ve pek kimselerden isteyemediğim fantastik yardım taleplerimi zamanında paylaştıklarımla öyle bir an geliyor ki "amaaan bok vardı" diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Yalan değil. Ancak abartılacak bir durum değil, olması gerekenin yaşamlardaki yansıması. Yani that's life . Oluyor böyle şeyler. Olsun da. Herhangi bir şekilde üstelemenin, beklenti veya bir hırs, bir kızgınlık ya da üzüntü duymanın hiçbir manası olmadığı gibi, her şeyden öte baştan beri "olmayanı olmuş gibi yaşanan" just an illusion ilişkilerin de yaşanmasına gerek yok. Vakit kaybı olduğunu insan, işin rengi değiştikçe anlıyor. Fakat yine de kimi fantastik anlarda, "acil durum"larda "ah be, sorsaydım kesin hemen hallederdim" diye eğlenceli vaziyette aklına gelmiyor değil. whatever. Nihayetinde de o konuyu paylaşacak, soracak kişi olmayınca kendi kendine hallediyor, çözüme ulaşıyor. Yani yine sorun yok. O arada akıldan geçenler ise sadece insani düşünce; o kadar.
No comments:
Post a Comment