" morte de cesare", vincenzo camuccini, 1798
Sen de mi Brütüs?
Sen de mi bize bunu yapacaktın? Sen de mi bize zaten içinde yaşadığımız güvensizlik ve tedirginlik ortamını iyiden iyiye hissettirecektin? Sen de mi bize o yıkmaya çalıştığımız sansür duvarlarını önümüze koyacak, bizi korkutacak, kaygılandıracaktın? Sen de arkadaşlarımızı ateşe atacak, "bir şey olmasa bile" ömür boyu fişlenmelerine sebebiyet verecektin? Sen de mi o hep karşı çıktığın sistemin parçası, çoğunluk olacaktın?
Oysa biz böyle başlamıştık seninle? O ilk zamanlar, daha ilk on sene devrilmeden ne kadar güzeldin, ne kadar farklıydın. Aykırı olduğun gibi bir o kadar da başkaydın. Cesaretinle, teşvikinle, seni sahiplenenlerinle ve hatta itliğinle ne kadar hayranlık uyandırandın. Buydu belki de beni sana çeken, cezbeden. 2004'de beraberliğimiz başlamış, ara ara sorunlar yaşamış kısa kopukluklar yaşamış da olsak ben seni pek sevmiştim, sana pek bir güvenmiş, senden ayrılığı zor yaşamıştım. Gel gör ki bugün şaşkınlık içerisinde olduğum gibi üzgünüm de. Ben konunun içinde birebir olmasam da ilişkimize savcıyı, mahkemeleri, sorguları sokmuşsun, güven sarsmışsın. Dediğim gibi benimle ilgili bir durum yok ortada. Ama aslında var. Yazar olduğuma göre yarın benzer bir şeyi ben de yaşayabilirim, değil mi? Bugün Değişen olur, yarın Anotherstar, başka gün Sekvotka. Bil ki duygularım sevimli değil ve bil ki sana karşı güvenimi kaybettim. Elbette bugün sen bambaşka bir yerlerdesin, para basıyorsun ve arkadan gelenin, takipçin, hayranın çok. Aynen İktidar gibi. Ama ya bu takipçilerin de sana tekmeyi atmak, seni arkadan vurmak için senin boş bir anını kolluyorlarsa? O zaman sen de mi "et tu Brutus" diyeceksin?
Heyt be, ne güzel komşumuzdun sen Ekşi Sözlük...Neden yaptın bunu?
No comments:
Post a Comment