Monday, June 13, 2011

Balkon


Balkon...Söylemek istemezdim farklılıklarımızı ama bizim için balkon keyifle oturduğumuz, ayaklarımızı trabzanda sallandırdığımız, eteklerimizin tiril tiril uçuştuğu, içkimizi keyifle içtiğimiz, bazen şampanyalar patlattığımız, sevgilimizle öpüştüğümüz, sevdiklerimize sarıldığımız, çok sıcak günlerde M.'ye "havuza gideceğine buraya gel kesin yanarsın" dediğimiz bir yer. Oysa senin için kraliyet üyelerinin tebaalarını selamlamaya çıktığı yer gibi, halkına şöyle bir tepeden bakıp "bütün bunlar benim" diye düşündüğün bir çıkıntı. İnancın, O'na olan sevgin beni ilgilendirmiyor. Samimisindir herhalde çünkü ben benimkilerde samimiyim. Farklılığımız, içki içmemen, benim sevdiklerimi sevmemen, ara ara beni kapatma hallerin cidden beni hiç ilgilendirmiyor çünkü yargıladığım değerlerin bunlar değil. Benim tahammülümü zorlayan hallerin ise ne biliyor musun; içi boş küstahlıkların, cehaletin, görgüsüzlüğün, karşındakine saygısızlığın, senden farklı olana, sana "hayır" diyene, sana karşı çıkana, sanata, sigara içene, demokrasiye aç olanlara tahammülsüzlüğün, böğürerek konuşman ve sürekli "benim halkım, benim esnafım" vs demen. Yoksa inançlı olmuşsun, kapalı olmuşsun, umrumda değil. Belki için dolu, samimi, iyi niyetli, bilgili ve bilgiye saygılı olsaydın senden çok şey öğrenirdim. Balkonda ben soğuk biramı içerken sen de sade türk kahveni içerdin ama ortak bir dilde konuşurduk yanyana olurduk beraber ilerlemeye çalışırdık. Ama hal böyle olunca hiç sanmıyorum çünkü biliyorum ki benden kurtulmak istiyorsun ve bana sadece tahammül ediyorsun yok edemediğin için. Edebilsen edeceksin ama olmuyor işte. İlginç şekilde hayatta iyiler de kazanıyor. Bir de ne var biliyor musun, içi iyi olan insanların yüzü de parlıyor. Ak ak. Ve bunun inançla hiç ilgisi yok. Çalmıyorsan, öldürmüyorsan, harislik yapmıyorsan iyisin zaten, karşıdan karşıya geçmeye çalışan birine vurup da onu öldürüyor sonra da caddeyi temizletip olaydan sıyrılıyorsan zaten kötüsün, kötüyü düşünüyorsun. Hani ben çok bilgili değilim böyle din min konularında. İlkokulda öğrendiğim dualar var, ha bir de işte "öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, dedikodu yapmayacaksın zulum etmeyeceksin" filan gibi şeyler biliyorum Bildiklerim sınırlı ama işte kendimce doğru insan olarak bildiğimi yapmaya çalışıyorum. Ama biliyorum ki birini öldürsem kaza ile de olsa onun vicdanı beni tüketir, ne yapacağımı şaşırırım, o vicdandan kurtulmak için değil günde 5 vakit 24 saat namaz kılmanın işe yaramayacağını.

Doğru çok farklıyız. Ama keşke farklılığımızda bir olabilseydik. Sana hayırlı olsun. Ben şaşırmadım sonuçlara. Ama seni zor günler bekliyor. Bu ülke Lüksemburg tadında bir yer olmadığı için dertler kapıda; ekonomi, kürt sorunu, sanayi. Tekrar hayırlı olsun. Ben alıştım kendimden birini sizin mahallede görmemeye de sen acaba "yine başardım işte" deyip de tökezlemeye alıştın mı? Neticede hala bir kulsun. Ve bu değiştirebileceğin bir şey değil.

How does it feel?

No comments: