Friday, June 17, 2011

Cuma eğlencesi # 2

Yeni yıl başlamış, aylar geçmiş ve 6. ayın içindeyken farkettim ki bu yıl cuma eğlencesini hiç yazmamış, hiç ona buna beautiful people'a sallamamışım. Aslında jet set giyinmeye, eğlenemeye devam ediyor ama olay bendeymiş; benim arzum yokmuş, içimden gelmemiş, gereksiz bulmuşum, istememişim. Zaten bir garipti ocak ayından bugüne kadar. Kötü değildi ama garipti. Kötü olan bir nisan ayı vardı o da geldi geçti ama onun dışında kötü değildi de garipti. Herhalde yarını bugünden yazıyoruz, hazırlıyoruz ve bu günler de bu yüzden böyle geçiyor diye tahmin ediyorum. Mayıstan beri yaşanan gelişmeler, değişmeler, değişimlerin arifesi derken her şey bir şekilde yükselmeye başladı ve su kendi yoluna doğru akmaya bıraktı kendini. İşte bu yüzden keyfim de harikulade iken, cuma eğlencesi gelsin bundan sonra hiç aksi olmasın.


Hiçbir zaman Courtney Love 'ı sevip sevmediğime tam olarak karar veremedim ama Doll Parts şarkısını çok severim. Aslında hiçbir zaman Nirvana sevenlerden hayranlarından da olmadım ama Courtney Love Kurt Cobain'den sonra epey başka dünyaların insanı oldu. Şu anda herhalde olabileceğinin en güzel halini gösteriyor yukardaki resimde. İncecik hatta skinny ötesi, bir o kadar yüzü bebek cildi gibi ve her daim moda defilelerinin baş davetlilerinden. Üstündeki fazla fırfırlı, kat kat milföy hamurlu kremalı pasta görüntüsü gibi ama yine de dediğim gibi junkie'den fashionista 'ya dönüşen biri için gayet başarılı bir örnek kendisi.
Sıradan bir kız ama güzel kılık kıyafet. J. Crew. Cidden sıradan ama güzel şeyler yapıp da bu kadar pahalı marka nasıl olunur sorusuna cevaptır bu J. Crew denilen hadise. Bir bu J. Crew bir de American Apparel. Gerçek ticari başarı bu olsa gerek. whatever. Ayakkabılar ise bilmiyorum, benlik değil ama olmuş sayılır yine de. Etek güzel ama yeşile bayılsam da bu yeşil ile sorunum var. Daha koyusu daha güzel, ördek yeşili mi oluyor bilmiyorum ama o daha etkileyici. Asıl etkileyici olan ise fotoğrafın arkasında yansıyan sarı bluzlu kısa beyaz saçlı bol takılı insan Iris Apfel.
İşte efsane insan Iris Apfel ve yeni kuşak başarılı tasarımcılardan Alexander Wang. Bir insanın tarzı olması ne kadar başka bir şey değil mi? 1921 doğumlu Iris Apfel de bunlardan. Beğenilir beğenilmez orası başka bir şey ama kendisi gibi mi; evet, giydiklerini taşıyabiliyor mu; evet. O halde sorun yok. Sorun olmadığı gibi respect.
Hani bitim kadar beğenmem kendisini ama burada epey hoş olmuş. Belki fazla "zorlama asil" görüntüsü uğruna giyinmediği için hoş olmuş olabilir. Zaten en güzel şey o kemer. Farklı olmuş sıradanlığı kırmış. Bugüne kadar köylü alman güzeli haline laf ederken bu sefer başka olmuş demek durumundayım. Heyt be!
Şöyle elbiselere, dökümlü bluzlere elbiselere vs her şeye hastayım. Sadece beğendiğim için koydum. Bir de kendime hatırlatma olsun diye çünkü iyi bir terzi bulmak durumunda ve aldığım kumaşları diktirmek durumundayım ki sıcak yaz günü yapılacak bir pravo beni geriyor da geriyor.
Bunu da ibretlik olsun diye koydum. Calvin Klein ve sevgilisi diye tahmin ediyorum. Daha önce de beni benden almışlıkları var da cidden nedir bu ikisinin durumu? O saçlar nedir, o Barbie'nin Ken'i gibi acayip garip bir tarz nedir, o yüzdeki kolajen filan. Hani bize pek bir sıkıcı da gey alemi için makbul sanıyorum böyle acayip yüz ifadeli dolaşmak. Sıkıcı olmalı bu kadar yapay halde olmak ya da ben çok sıkıcıyım.
Nedense beğeniyorum Olsen kızlarını. Kendi markalarından giyinmişler; The Front Row. Birisi anoreksikti hastanelere filan yatıp terapi görmüştü ama kim kim bilmiyorum. Ancak sağdakinin altın renkli ceketi tamamdır, müthiş güzel.
Kim veya hangi tasarımcının kıyafetini giydiğini bilmiyorum. Ayrıca herkesin neredeyse cıbıl cıbıl geldiği davette bu üzerindekiler bir haziran gecesi için biraz fazla astronot kılığı kaçmış ama ben sadece kalkık yakalara ve saçların içinde kalıp kendinden bombe yapmasına tav oldum. Demek ki sadece detay insanıymışım bunu görüyoruz bir kez daha fakat kalkık yaka... reminds me of Philippe. kahretsin!
Güzel insanlarla bitiriyorum. Monako prenseslerinden ama asla taç taşımayacak olan güzeller güzeli Charlotte Casiraghi, Missoni ailesinin torunu ortada bir de Onassis'lerle beraber armatör dünyasının pastasını paylaşan Niarchos'ların torunu. Dolce vita'nın beautiful people'ı. Veya tersi. Ama her ikisinde de olur. O halde bu da bu cuma eğlencesinin "güzel" sonudur.

No comments: