Yaz yağmurundan nefret ediyorum. Islanmaktan, aslında havanın sıcak olup yağmurun altında gerzekçe ıslanmaktan bayağı nefret ediyorum. Hele bunun sabah olmasından ayrıca hoşlanmıyorum. İşin doğrusu normal yağmurdan da hiç hoşlanmıyorum. Tek sevdiğim-sanılanın aksine- gri gökyüzü. Başka bir cazibesi, çekiciliği var gri gökyüzünün ama yağmur, yağmurda ıslanmak, yağmurda yürümek, öpüşmek filan hiç mi hiç romantik değil, eğlenceli değil. Ama yağmurlu şarkılar güzel nedense.
1984 yılı, Eurythmics, " Here comes the again" . Arada bir Roxy 'de çalar. Nadiren. İşte çalınca da mutlu olan 3-5 kişiden biri olarak dükkan sahibi olarak ben burada çalayım. Ayrıca hâlâ hastayım. Ayrıca kolumdaki altın casio'ma hâlâ hastayım, hâlâ tavım (ama hâlâ günü yanlış gösteriyor. ama bu yağmurda lastik pabuç'a gidebileceğimi hiç sanmıyorum ve artık gerizekalı gibi aramaktan da utanıyorum "ya bu saatti nasıl ayarlıyorduk" diye).
whatever... hâlâ yağıyor. durmayacak mı?
here comes the rain again
falling on my head like a memory
falling on my head like a new emotion
I want to walk in the open wind
I want to talk like lovers do
want to dive into your ocean
is it raining with you
(so, baby) talk to me like lovers do
walk with me like lovers do
talk to me like lovers do
here comes the rain again
raining in my head like a tragedy
telling me apart like a new emotion
I want to breathe in the open wind
I want to kiss like lovers do
want to dive into your ocean
is it raining with you
No comments:
Post a Comment