Bazı şeyler ne kadar uzun sürerken bazıları ne kadar kısa değil mi? Veya hiçbir şeyin aynı kalmadığı bir yerde, inatla aynı şeyi istemek...
Kasım-Aralık arası yaşananlar, bazı hastalıklar bazı hastane ziyaretleri, eski L.A. girl yeni Yale girl E. ile yemek, polisiye haftası, bazı değişiklik peşindeki görüşmeler, J.A.'yı beklerken en sevdiğim şey bankta otururken parkta yıllar öncesinin bu sayfalarında zikredilmiş o zamanki sıfatıyla kifayetsiz muhteris adamını görmek, hala aynı loserlığı ile varlığını gösteriyor oluşu, gereksiz stresli hareketler derken ve #8'in doğumgünü kutlamaları...
P.S. Bilmiyorum bundan 10 yıl öncesinde gerçek bir çapsız olduğunu düşündüğüm N. için bugün de kifayetsiz muhteris der miyim? Muhtemelen, belki o denli yüksek sesle düşünmezdim ama fikrimin değişeceğini zannetmiyorum. İnsanlar değişen varlıklar değiller. Uyum sağlıyorlar ve eğer istiyorlarsa gelişim gösterebiliyorlar ama değişmiyorlar. Kötü kötü, iyi iyi kalıyor. Aradaki leşlikler, çapsızlıklar şartlara sosyal konuma para durumuna toplumsal kabule göre değişiyor. Ama şunu çok iyi biliyorum ki, insanı çocuğu eğitiyor. Yani çocuktan önce etrafına ukala, yargılayıcı ve kötücül olan insanlar, zaman içerisinde kendi çocukları-doğal olarak- başkalarında görmek istedikleri mükemmellik seviyesinde olmadıkları hatta hata yaptıkları, beceremedikleri veya herhangi bir şekilde tökezlediklerinde yarattıkları hayal kırıklığı o tiplere en iyi ders oluyor. N. için de öyle olacak, belki oluyordur da. Hayat! that's life.
Kasım-Aralık arası yaşananlar, bazı hastalıklar bazı hastane ziyaretleri, eski L.A. girl yeni Yale girl E. ile yemek, polisiye haftası, bazı değişiklik peşindeki görüşmeler, J.A.'yı beklerken en sevdiğim şey bankta otururken parkta yıllar öncesinin bu sayfalarında zikredilmiş o zamanki sıfatıyla kifayetsiz muhteris adamını görmek, hala aynı loserlığı ile varlığını gösteriyor oluşu, gereksiz stresli hareketler derken ve #8'in doğumgünü kutlamaları...
P.S. Bilmiyorum bundan 10 yıl öncesinde gerçek bir çapsız olduğunu düşündüğüm N. için bugün de kifayetsiz muhteris der miyim? Muhtemelen, belki o denli yüksek sesle düşünmezdim ama fikrimin değişeceğini zannetmiyorum. İnsanlar değişen varlıklar değiller. Uyum sağlıyorlar ve eğer istiyorlarsa gelişim gösterebiliyorlar ama değişmiyorlar. Kötü kötü, iyi iyi kalıyor. Aradaki leşlikler, çapsızlıklar şartlara sosyal konuma para durumuna toplumsal kabule göre değişiyor. Ama şunu çok iyi biliyorum ki, insanı çocuğu eğitiyor. Yani çocuktan önce etrafına ukala, yargılayıcı ve kötücül olan insanlar, zaman içerisinde kendi çocukları-doğal olarak- başkalarında görmek istedikleri mükemmellik seviyesinde olmadıkları hatta hata yaptıkları, beceremedikleri veya herhangi bir şekilde tökezlediklerinde yarattıkları hayal kırıklığı o tiplere en iyi ders oluyor. N. için de öyle olacak, belki oluyordur da. Hayat! that's life.
No comments:
Post a Comment