Sunday, December 21, 2014

Arada yaşanlar # XV

Arada yaşananların fazlalılığı, olanlar, bitenler, devam edenler, gelenler, gidenler derken fantastik şekilde geçip giden iki hafta... Radyo Günleri'nin pazartesi etkisi, yazılan paragraflar ve gelen mutluluğu, Miracığım'ın yürüyen ve konuşmaya çalışan hali; gidilemeyen karşı taraf, kavuşulamayan insanlar, üç günlüğüne de olsa Hamburg insanı #8; özlenilen Gina ve Mr. Hyde; ve gelen doğumgünü haftası+ Galata Mevlevihanesi+ Cavit= bday boy #8; insanlar nezdinde artık şaşırmadığım ama epey kabak tadı veren egosantrik ve anlamsız hareketler; eğitim * 2 gün ve hiç beklenmedik şekilde ortaya çıkan, herkesi heyecanlandıran " fikir " ve garip cumartesi ve mutlu cumartesi-pazar ile arada yaşananlar...

P.S. Ya tamam, modern hayatlardaki insanların ego patlamasına, şişmesine filan alışkınız da ne zaman bitecek bu? Gerçekten? Hayır daha da boktanı içinin boş olması. Hadi dolu olsa belki bir nebze olsun çekilir de hem kekeme hem pepeme misali olanı cidden hiç çekilmiyor. Günün sonunda "yazık" diyor insan. O kadar gülünç duruma da düşüyor ki...Cidden "yazık".

P.S. (2) Sema gösterisi oldukça ilginç bir şey. Tahmin edilecei gibi bahsi geçen sema gösterisi biletlerinin 200 küsür lira olup, şakşakçı alkışlarla cumhurbaşkanı konuşması, methiyesi, putlaştırılması ile "maneviyatı hissetme" başlıklı sirk gösterileri değil.  Ayinin ya da "düğün gecesinin" kendisi izlerken bambaşka bir duygu kaplıyor insanı. Son yılların pek rövaçta olan duyguları "aşk, şems" gibi bilindik duygularını geçiyorum ama etkileyici başka bir şey var orada. Ne zaman ayin bitti ve dördüncü selam'a gelindi. Şeyh orada kendisini ortaya çıkartıp selama katıldı ve sesini duyurdu...İşte şaşırtan, şaşırttığı kadar da mutlu eden şey oldu, şeyhin "alçak ama bir o kadar etkili ve güçlü sesi" duyuldu. Mutlu etti çünkü bugünlerin olmazsa olmazı böğürme halinin ne kadar sahte bir gövde gösterisi olduğunu bir kez daha gösterdi. Güçlülüğü hissettirmek veya kendini özgüvenli hissetmek için öyle günümüzün ucuz değerlerinin temsilcileri gibi böğürmeye gerek yokmuş demek ki. O kadar etkileyiciydi ki. Demek ki her muktedir böğürmeye, bağırarak konuşmaya ihtiyaç duymuyormuş. Sosyal hayatta da iş hayatında da politik hayatta da...

P.S. (3) Ah bebeğim ya ... Bu kadar gergin olmaya ne gerek var? Neyin hırsı, neyin kızgınlığı? Sıkıcı bir hayat bu, biraz rahatlamak iyi gelebilir. Uzakta tabii...

P.S. (4) Ego... ego... ego...Şişik ama boş olanı bir yerden sonra cidden çok sıkıcı. 

No comments: