Yıllar önce bana bir yılbaşı hediyesi vermişti. Herhalde 10eme'de filandık, pek de yakınlığımız yoktu ama iyiydik, tembellerin başını çeken sosyal şubesinde nedense kendisinin de derse girmediği bazı derslerde (hadi benimkisi malum da onunkisi niye hatırlamıyorum) bir şekilde tanıştığımız, karşılaştığımız, haliyle de konuştuğumuz, kendim dışında tanıdğım Bessi Smith seven birisi olarak "iyiydik". Belki çok bilinen, çok coşan, çok eğlenen, çok atlayıp zıplayan bir tip değildi. Hatta benim gibi tembeller şampiyonu hiç değildi. Aksine daha ciddi ciddi çalışan, hatta bazı derslerde stress olan, benim gibi en arka sırada oturup da hocayı delirteceğim diye herkesi delirtenlere de ara ara deli olanlardandı. Ama dediğim gibi biz bir şekilde nedense iyiydik. İşte o zaman bir yılbaşı hediyesi vermişti bana; benim adıma ağaç diktiğini gösteren bir Tema kartı. Hayatta belki de aldığım en ilginç en güzel en düşünceli hediyelerdendi.
Bugün cenazesi vardı. Aynı yaştaydık ama gel gör ki onun bugün cenazesi vardı. İlk defa sınıftan, dönemden birisi öldü. En azından benim. İki hafta hastanede kalmış, sonuç olmamış ve işte bugün cenazesi vardı. Ben kendisini mezuniyetten beri görmediğimi düşünüyordum ki söyleyenlere göre başka bir arkadaşımızın yine yıllar önceki düğününde görmüşüm. Hatta aynı masada oturmuşuz ama işte, hayatta çok garip detayları hatırlayan ben nedense ilgimi yitirdiğim şeylerde, kesinlikle blackout misali, hiçbir şey hatırlamıyorum. "SB 96 mezunları" olarak çelenk koyalım dedik, bağışı yaptık, yazıyı yazdırdık, makbuzu da bana verdiler. Neden bana verildiğini anlamadığım makbuzda ise gördüğüm TEMA Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı oldu. Özel bir tercih değildi, bilerek yaptığımız bile değildi, cenaze namazı öncesi orada dikilirken herhalde en yakınımızdaki Tema'ydı, biz de ona yönelmiştik. Ama makbuz elime tutuşturulduğunda hatırladığım şey ise özeldi, yüreğimi sıkıştırandı.
Bazı şeyleri çok önemsememek, bazılarını ise çok önemsemek lazım. Bazı insanları önemsememek, bazılarını ise her daim önemsemek lazım. Hayattayken. Sağlıklıyken. Her cenaze sonrası bunlar hatırlanmaz mı zaten? Ama işte hatırlandığı ile kalır, öbür gün hayat devam eder. Kim bilir, belki de uygulamanın zamanı gelmiştir.
Bugün cenazesi vardı. Aynı yaştaydık ama gel gör ki onun bugün cenazesi vardı. İlk defa sınıftan, dönemden birisi öldü. En azından benim. İki hafta hastanede kalmış, sonuç olmamış ve işte bugün cenazesi vardı. Ben kendisini mezuniyetten beri görmediğimi düşünüyordum ki söyleyenlere göre başka bir arkadaşımızın yine yıllar önceki düğününde görmüşüm. Hatta aynı masada oturmuşuz ama işte, hayatta çok garip detayları hatırlayan ben nedense ilgimi yitirdiğim şeylerde, kesinlikle blackout misali, hiçbir şey hatırlamıyorum. "SB 96 mezunları" olarak çelenk koyalım dedik, bağışı yaptık, yazıyı yazdırdık, makbuzu da bana verdiler. Neden bana verildiğini anlamadığım makbuzda ise gördüğüm TEMA Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı oldu. Özel bir tercih değildi, bilerek yaptığımız bile değildi, cenaze namazı öncesi orada dikilirken herhalde en yakınımızdaki Tema'ydı, biz de ona yönelmiştik. Ama makbuz elime tutuşturulduğunda hatırladığım şey ise özeldi, yüreğimi sıkıştırandı.
Bazı şeyleri çok önemsememek, bazılarını ise çok önemsemek lazım. Bazı insanları önemsememek, bazılarını ise her daim önemsemek lazım. Hayattayken. Sağlıklıyken. Her cenaze sonrası bunlar hatırlanmaz mı zaten? Ama işte hatırlandığı ile kalır, öbür gün hayat devam eder. Kim bilir, belki de uygulamanın zamanı gelmiştir.
No comments:
Post a Comment