Aslında "yine bir yaz gecesi pazar akşamı,sabahattin, 6'dan 12'ye kadar sabahattin, d. a.k.a. louboutin rakı, balık, sohbet, dedikodu, rahatlık, hafiflik" diye yazardım uzun uzun ama hepsini geçip sadece yemek boyunca duyduğumuz yan mahalleden gelen İbrahim Tatlıses tınılı müziğin peşinden gidip gerçekten de alt mahalledeki roman sünnet düğününe kendi kendimizce dahil olmamız, çok eğlenmemiz, 30 yaşında olup 11 yaşında çocuğu olan anneyi tebrik edişimiz, dans etmemiz, mahalleli ile muhabbeti kurup bir sonraki ziyarete hazırlamamızı söyleyip gideceğim.
Evet roman düğününe kaynak olduk, mahalleli ile zaten kankayız. Şahaneydi, çok eğlendim. Nedeni ise hiç öyle seçkinci yaklaşımla "öteki"ile karşılaşma değil, gerçek ve olduğu gibi olandan gelen mutluluk. Yoksa seçkinci varoluşum sorularına anlık vicdan sorgulamaları ile bir şekilde hallediyor. Bana göre değil, yapan yapıyor; her yerde, orada burada, NuTeras'ta...
p.s. romanların yanında eğer roman degilse insan, dan. s etmemeli. hatta komplekse girmeli çünkü o başka bir hissiyat, dans hali. şahane bir never on sunday 'di
No comments:
Post a Comment