Aslında her şeyin bambaşka düşünüldüğü bir cuma akşamı derken F.A. ile buluşma ve malum kapkaç sonraki ürün durumunu halletme, sonrasında "hadi yemek yiyelim" derken kendisinin pek sevdiği Merih 'e oturma, ekrandaki Beşiktaş-Kocaeli maçı, yanımızdaki orta yaş üstü esnaf, müdavimlerle muhabbet derken, biten bir küçük Yeni Rakı derken, hafif tipsy vaziyette olup gelen telefonları "ben çıkmam herhalde bu akşam" diye cevaplanan bir cuma gecesiydi.
*gecenin cümlesi:
- hanım kızım, anladım siz fenerlisiniz ama hagi'yi seyrettiniz değil mi galatasaray'da? büyük topçuydu.
P.S. cumartesi hadisesi ile giyinip çıkmam lazım ama lazio-roma maçını açınca galiba uzun sürecek çıkmam. ama gerçekten de statın " frankie garage" ilanları önünde koşturan bir francesco totti'yi nasıl seyretmem ki? ah bir de olay filan yaratsa bir hareket yapsa, tamamdır. ama ben frankie-francesco diye diye yüreğimi serinletirim.
No comments:
Post a Comment