İtiraf ediyorum ki bunlar son sabahlar; son yaz sabahları... O garip, kimi zaman kuşlarla bezenen sessizliği ile hafif yükselen güneşi ile mutluluğunu yaşadığımız son sabahlardayız ve cidden artık sonbahara koşar adım haldeyiz. Ne sevimsiz değil mi?
Ancak yine de eldekiyle mutlu olmayı deniyoruz değil mi? Eski şahane günlerimizde olmadığımıza göre eldekinin güzelliğini yaşıyoruz.
Ha bir de uzun süredir ilk defa bir sabah vakti bizim mahallede hafriyat sesi inşaat sesi yoktu. Neredeyse 2 yıldır bitmeyen bir denizi doldurma, etrafı yıkma faaliyeti olup 7/24 çalışan Galataport ilk defa sessizdi. Bizim için mutluluktu çünkü sessizliğin süresiz özlemindeyiz. Galataport mu? İnşallah bitince de batarlar, sahipleri yapanları yatırımcıları hayrını görmezler ... Merhaba kötülük ...
No comments:
Post a Comment