Bazı bloglar çok sıkıcı. Özellikle de renk kullanımı, resimlerin yerleştirilişi vs feci sıkıcı. İçerikler de keza. Ha, bu dükkan başta olmak üzere, belki bütün bloglar sıkıcıdır, olabilir, ama önemli olan biraz farklılık katmak ki bir anlamı olsun. Yoksa "gittim, yedim, aldım, giydim, sevdim, daha çok sevdim daha çok para harcadım daha çok aşkım dedim " gibi "ben" merkezli olanlar cidden çok sıkıcı. Hele hele bütün bu benli sıkıcı yazılara bir de imla hataları ekleniyorsa işte o zaman tadından yenmiyor. Bir de bunlar bir şekilde okumuş insanlar. Ama o imla işte sadece okul okumakla olan bir şey değil, kitap okumakla da ilgili bir durum. Çocukluktan beri. Okula gidildiğinde alınan öğretim oluyor, geriye kalan her şey de eğitim. Biliyorum ki bu blogun sahibi, cemiyet hayatının 2. sınıf asil grubuna mensup kadın, orta öğreniminde fransız okullarına gitmiş, Simyacı mimyacı gibi romanlarla beraber muhtemelen self-help veya bu evrenden torpilliyim tadındaki kitapları da okuyan bir insan. Her gün değil ama okuyordur işte. whatever. Dün Tribün Çocuğu 'nun hanımefendinin güzide blogunu göndermesiyle haberdar olup , şöyle bir göz attım ama her sayfadaki "yanlız" ve "herkez" kelimeleri o kadar sinir bozucu ve çirkin gözüküyor ki insanın alaturka kökenli alafranga istikametli şaşalı hayatının resimlerini koyacağına belki biraz daha düzgün bir türkçe kullanabilseydin diyesi geliyor. Gerçekten de ismi ile beraber Google'da çıkan blogunun kötü türkçesi muhteşem Yunan sularında salınan muhteşem yattaki muhteşem resimlerin muhteşemliğini muhteşem bir kötülükle bozuyor. merde alors.
p.s. imla nasıl da önemli bir şey. hele o "yanlız" ve "herkez" gibi yanlışlar... karşındaki insanı da nasıl algılanacağının da şekillendiren bir şey; imla. kennedy'den gelen 8 paragraflık mesajı okurken imlasının hatasızlığı, türkçesinin güzelliği ile resmen rahatlamıştım. ya o güzel görüntü "herkez" ile bozulsaydı ?
1 comment:
fevkalade bir yasam formu. idraki zor.
Post a Comment