Wednesday, August 3, 2011

Her şey neredeyse aynı (değil)

Nihayet bitti. Aslında ustaların söz verdikleri gibi pazar günü tamamıyla bitti boya badana ama işte eve girmem evde uyuyabilmem pazartesi akşamını buldu, hala bir sürü şey yerlerde gibi ama bir şekilde yolunda. hallelujah!

bir şekilde her şey çok profesyonel ve kısa sürede yapılsa da bana yüzyıllar gibi gelen evden uzak günler, iki sokak bir rampa ilerisinde yaşayan a. ailesi'ne yerleşmem, kirada olup hem pimapen taktıran bunun parasını ev sahibinden al(a)mayan insan az vardır, o da benimdir herhalde ama karşındaki hayvan olunca sen de ancak onun dilinde konuşabiliyorsun (ki neymiş o; giderken intikamı soğuk yemek gibi), her gün istisnasız her şeyin altına aynı birkenstock'u giymem, eski sevgilim b.'nin doğumgünü için cumartesi gecesi yine elbise altına aynı birkenstock'u giymem, evin iç mimar talimatlarıyla boyanması, yine her şey beyaz olsun hafif olsun temiz olsun derken bir yerdeki mavi, yeni tasarımlar, hem de çizilen tasarımlar, arka tarafın sevdiğim şekilde toparlanması, yine arka tarafta yayılarak yaşayacağım yatak odası günlerine geri dönecek olmam, en mutlu eden şey müziği arkada halletmem, yamaha crx 040-turuncu-, turuncunun nedense mutlu edici halinin lacivertin bile önüne geçmesi, yarın gelecek ve kendimden hiç beklemediğim perde tasarımları, aslında içeriği tam benlik "marin" iken mekanızma oluşunun beni şaşırtması, son hallerin yarın bitmesi, akşam belki isveçli' nin gelecek oluşu, iş yerinde taşınıyor olmamız ve bir an önce kendimin oradan değil taşınmak, tamamıyla kopmak isteyişim, boya badana sırasında teferruat olan her şeyi çöpe yollayışım, "kör olası çöpçüler aşkımı süpürmüşler" tadında isteyerek, bilerek, bilinçlice gereksiz tüm ağırlıklardan kurtulmak için efsane ve diğer eski sevgililerin tüm hediyelerini gereksiz yere duran tüm manasız objeleri büyük siyah torbalara koyup aşağıya üzerimde anında hissettiğim hafiflikle indirmem ve tamamdır, işlem büyük ölçüde tamamlandı, her şey neredeyse aynı gibi ama büyük farklılıklarla yine yüzümde tebessümle elimde kahve ile bakıyorum. evet önce lütfen kahve alayım.

p.s. yani gerçekten de boya
badana işi bilen doğru düzgün insanlarla yapıldığında söylendiği gibi 5 günde bitebiliyormuş. hem de eşyalı evde. talihsiz bir şekilde sadece salon ve yatak odasını 2006 yazında efsane'nin müthiş girişimleri neticesinde onun adamlarına boyatma gafletinde bulunup 10 gün sürünmüştüm. sadece 2 odayı boyayamışken, bu adamlar tüm evi 5 günde halletti. hem de incik cıncık üzerindeyken. alınacak derslere biri daha, fool me once shame on you fool me twice shame on me...hem de büyük harflerle...






No comments: