Wednesday, April 28, 2010
Yakından gelen "vuvuzela" sesi
Duyduğumda neye uğradığımı şaşırdım. Anlamadım da zaten nereden ve nasıl çıkmış olabileceğini kestiremedim. Önce herhalde yakınlardaki bir yerden mandanın teki böğürüyor sandım. Devamı gelince kafamı pencereden çıkarıp tam "kim bu böğüren sesler çıkaran dallama" diyecektim ki elinde vuvuzela ile İ.D.'yi gördüm. Hemen koştum bire bir vuvuzela görebilmek ve tabii öttürebilmek için. Gelen yabancı bir tasarımcıymış, özel bir gece için özel bir şeyler yapılacakmış vuvuzela ile vs. İşin doğrusu, vuvuzeladan çıkan ses epey iğrenç bir ses. Gerçekten de ilk duyulduğunda böğüren mandayı anımsatıyor ama herhalde maçlarda etkili olabilir. Ancak yine de yanımda ötsün istemem, evime almak hiç istemem, uzağımda olsun haneme girmesin. Kısacası vuvuzela hiçbir şekilde wish list 'imde yer almayacak bir nesne olsa da dünya kupası vesilesi ile özellikle de Türkiye'de herkesin birer tane edineceğine, evinin baş köşesine koyacağına, durup durup böğüren manda sesi çıkaracağına eminim. Ha, eğlenceli mi? Evet, özellikle de üflemeye çalışırken ama sonrasında insan 1,2, 3 yeter diyebilir. Hatta demeli de.
Labels:
Life is life
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 comment:
lovely
Post a Comment